28 Kasım 2013 Perşembe

Sinop

İlgimi çeken yerlerden biriydi Sinop. Nitekim büyülemese de gezerken çok zevk aldığım bir yer olarak kalacak. Adım başı karşılaştığımız içki satan dükkanları da olmasa daha iyi olacağına eminim. Karadeniz'in insana pek de dostça yaklaşmayan o hırçın görüntüsünde Ege'yi Akdenizi yaşar gibi plajların olduğu bir şehir. Fotoğraflarda gördüğünüz sur yıkıntılarının olduğu bölüm , merkezdeki sarmaşıklarla dolu kale ve sahildeki gezi yolu aklımda kalan diğer görüntüler. Şehrin üst kısmında tüm şehri kuşbakışı görebileceğiniz yolun kenarında arabanızı durdurup şöyle bir denize baktığınızda uzaklarda, o uçsuz bucaksız denizin ortasında küçük balıkçı tekneleri göreceksiniz. Gerçeği söylemek gerekirse ne cezaevi, ne sahil ne de başka bir yer, benim gözüm ve ruhum hep o balıkçı teknelerinde kalacak. En çok hayalini kurduğum şeylerden biri benim için bu. Sinop'ta çok üzerinde durmadığımız ama döndüğümüzde keşke ilgilenseydik dediğim diğer bir konu Sinop nokulu. Açık bulduğumuz bir ekmekçide kalan, çok da taze olmayan son üzümlü nokulu aldık ama ben Ankara'ya götürme düşüncesiyle çok da yiyemedim ve tadını hiç mi hiç hatırlamıyorum. Ayrıca Erferek şelalelerine zamanımız yetmediği için gidemedik maalesef. Umarım bir gün tekrar yolumuz düşer ve eksik kalan parçaları tamamlarız. Ya da siz benden önce görme fırsatı yakalarsınız oraları da. Alışkın olmayanların için çokça hissedilen, insanın üzerine kasvetle çöken nemi saymazsak Sinop güzel bir şehir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder