8 Şubat 2014 Cumartesi

Eminönü

Bugün günlerden Pazar. Şimdi bu pazar gününde Eminönü'nde olmak vardı. Yeni camiide ikindi namazını kılıp o manevi havayı soluduktan sonra, meydandaki akana kalabalığa bakmak, sonra o kalabalığın içerisine akıp denizin kenarında soluklanmak vardı. Burnuna denizin kokusuyla beraber gelen balık kokusuyla, karnının acıktığını hissedip küçük iskemlelerden birine çökmek, sonra keyifle ekmeğinden bir parçayı ısırmak vardı. İşte o parçayı ısırırken, hem denizin kokusunu hem de İstanbul'un manzarasını içine çekmek vardı. Sonra oturduğun yerden kalkıp, Galata köprüsünde balıkçıların denize attığı oltalara umutla bakıp, küçük yoğurt kutularındaki çırpınan küçük büyüklü balıkları izlemek vardı. Denize daha yakın olmak arzusuyla köprünün altına inip rüzgarı teninde hissetmek vardı. Tüm bunları yaşarken İstanbul'a tekrar tekrar hayran kalmak vardı. Evet, bugün Pazar. Aslında ben evimde, koltuğumda bu satırları yazarken bunların hiçbiri yok. Ama sadece geçmişin anıları ve geleceğin İstanbul'a dair umutları var. Ve tabi ki klavyeden size akan satırlarım. Ha bir de tüm bunları bana tekrar tekrar hissettiren fotoğraflarım... Siz şimdi İstanbul'daysanız eğer, benim yerime oturduğunuz yerden kalkın ve bir Eminönü'ne gidin bence. Benim yerime de soluyun o havayı ve benim yerime de doya doya bakın manzaraya. Bugün ya da başka bir gün, eğer İstanbul'da iseniz...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder