Yoros Kalesi

Bir İstanbul yazısı yazmaya henüz fırsat bulamasam da İstanbul hafiften hafiften yol defterimde yerini almaya başlayacak görünüyor. İstanbul'a layık bir yazıyı hEnüz yazmamış olmam İstanbul'daki muhteşem Yoros kalesini sizinle paylaşmama engel değil elbette. Bazı yerler İstanbul'un demirbaşı gibi. Oraları atlayarak bir İstanbul gezisi olmaz bence. Mesela bir Süleymaniye ya da Eyüp Sultan Camii'ne gitmeden İstanbul'u dolaşmak ruhsuz bir gezi olmaya aday olacaktır. Fakat benim hayalimde hemen hemen her gidişimde bıkmadan gittiğim bu yerlerin yanı sıra, İstanbul'da hiç bilmediğim, görmediğim yerleri gezmek hep fazlasıyla oldu. İstanbul'da yaşayan biri olsam, sanırım Türkiye'yi dolaşmadan önce imkanlar dahilinde her hafta sonu İstanbul'un bir yerini keşfe çıkardım. Çünkü o kadar ilgi çekici, bazen kıyıda köşede kalmış hatta adı sanı duyulmamış muhitler var ki İstanbul'da, benimle aynı şeyleri hissedip, İstanbul'da yaşama şansı olanların şanslarını katbekat artıracak düzeyde. Envai çeşit, keşfedilmeyi bekleyen gizli hazineler misali. İstanbul'da yaşamaya insanı heveslendiren şeylerin sadece bir tanesi işte bu yerleri keşfetme arzusu ve de keşfedebilmek için zaman ve mekanı ancak İstanbul'da yaşayarak elde edebilmek. Yusa tepesini duymussunuzdur, muhtesem bi yer. Baska bir yazimda orayı anlatacak olmamla beraber, Yusa tepesinden inerken denk geldigimiz ve gezmekten büyük keyif aldığımız Yoros kalesini paylaşmak istiyorum . Bir Ceneviz kalesi oldugu düşünülen bu yer Anadolu kavağı denilen yerin tepesinde, muhteşem deniz manzarasi olan bir kale. Son derece büyük ve ihtişamlıi bir görüntüsü var. Bununla beraber üçüncü köprünün inşa edildiğii yeri de görebilirsiniz. Eteklerinde orman ve denizin bulunduğu tepenin zirvesine insaa edilmis bu tarihi kale gerçekten görmeye değer. Bolca hissedeceğiniz esen ruzgar da size bir hediye olarak eşlik edecek. Kaleden Anadolu kavağina inerken hoş ve sirin evleri de burada görebilirsiniz. Inşallah bir gün yolunuz düşer.