10 Ocak 2014 Cuma

Uhud Dağı ve Mikat

Uhud'a gitmek yıllar boyu hafızanda yer edinmiş düşüncelerin gözlerinde can bulması gibi. Uhud'a gitmek sahabenin ayak izine basmak gibi. Uhud'a gitmek ayağının altındaki toprağa Hz. Hamza'nın kanının aktığını düşünüp acı çekmek gibi. Uhud'a gitmek Okçular tepesinin asırlar öncesinden gelen sesinin kulaklarında çınlaması gibi. Uhud'a gitmek Efendimiz(sav)'in hüznünü kalbinde hissetmek, asırlar öncesine yaptığın bir yolculuk gibi. Hep okuduğun, dinlediğin bir mekanın içinde kaybolmak gibi, sevdiğinden haber verir diye toprağa dokunmak gibi. Uhud'a gitmek toprağa belki de aynı zemine basanları düşünerek kalbinin hIzlı hızlı çarpması gibi. “Biz Uhud’u severiz, Uhud da bizi sever!” İşte bu, Efendimiz'in sevdiği yerde nefes almak, her adımda Uhud şehitlerini anmak her Müslüman için yaşamaya değer bir tecrübe olsa gerek. Allah Uhud şehidleri başta olmak üzere tüm sahabelerin şefaatlerine bizleri nail eylesin. Kefeni bedenine gelişmeyen, ve öylece defnedilen Uhud şehidi Mus'ab Bin Umeyr'deki gibi zühd ve takva nasip eylesin. Medine'den Mekke'ye yolculuk ederken ihrama girdiğimiz mikat sınırındaki caminin de çekmiş olduğumuz fotoğraflarını beğeninize sunuyorum. Rabbim yerinde görmeyi, o topraklara basmayı nasip eylesin.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder