24 Ocak 2014 Cuma
Avanos
Avanos... Nedendir bilmem adını duyduğumda hep ilgimi çeken bir yerdi benim için. Nitekim gezerken de ilgimi son derece cezbeden bir yer oldu. Anadolu'nun saklı güzelliklerinden biri bu ilçe. Şahsına münhasır, enteresan, şirin bir turistik mekan Avanos. Tarihi dokuya Kapadokya bölgesinin toprak yapısının da kattığı farklılıklar eşlik etmiş durumda. Sanki burası bir şehirden ziyade, geçmişe elimizi uzatabileceğiniz bir yer. Tam ortasından akan ırmağın kenarları ördeklerin güneşleme yeri gibi. Gezmek için uygun ağaçlık yollar da ırmağın iki kıyısında mevcud. Ama en çok hoşuma giden ırmağın tam ortasından geçen köprüydü elbette. Hele ki rüzgarlı havada epeyce sallanan Avanos'un bu köprüsünden geçme tecrübesini mutlaka yaşamalısınız.
Avanos otantizmin doruklarında harika bir yer. Sokaklarda gezerken kendinizi bir mahallede değil de sanat galerilerinin olduğu bir mekanda gezmiş gibi hissediyorsunuz. Sokakların kenarlarında ardarda sıralanan ilginç Avanos evleri birden ilginizi çekiveriyor. Bu evlerin bir kısmı restorant işlevi görürken, çoğu çömlek atölyesi olarak kullanılıyor. Film çekilen evler de kapılarına asılan tabelalarla adını duyuruyor elbette. Merakla bu hoş evlerin loş merdivenlerinden içeri adımınızı attığınızda, Avanos'un aslında sokaklardan çok içte bu atölyelerde tanınabileceğinin de farkına varıyorsunuz. Şaşkınlık, renk cümbüşü, sanat ve kültür... Hepsi sarmalıyor sizi. Sıcak sizi kavurduktan sonra, bu kendine özgü yapısıyla toprağı oyularak odaları oluşturulan Avanos evinde sanki klimanın karşısında oturmuşçasına ferahlıyorsunuz. Tavan, taban ve duvarlar... Her yer toprağın şekle sokulmaya çalışılmış hali. Çömleğin bin bir çeşidi gözlerinize adeta sanat ziyafeti veriyor. Tencereler, kadehler, çay bardakları ve daha onlarcası... Satın almak istediğinizde seçim yapmak sizin için büyük bir güçlüğe dönüşüyor.
Aslında tüm bunların yanında en ilgi çeken şey muhakkak çömlek yapma aleti. Son derece ilginç, mutlaka görmeniz gereken birşey bu. Çömlek ustasının toprağa şekil verişini izlerken diğer taraftan o şekil almış minik bardaklardan meyve suyu içmeyi tecrübe ediyorsunuz. Daha sonra çömlek aletinin başına geçip toprağa ellerinizle dilediğiniz şekli vermenin nasıl birşey olduğunu kendiniz deneyebiliyorsunuz. Üzeriniz bu iş için uygun değilse benim gibi sadece bir kenardan izlemekle de yetinebilirsiniz elbette. Toprağı oyarak inşa ettikleri merdiven ve odacıkları kesinlikle görmelisiniz. Bu tarihi evlerde ferahlayıp kendinize geldikten sonra, hoş deneyimleri yaşamanın keyfiyle bizin yaptığımız gibi Kapadokya'nın diğer saklı güzelliklerine doğru yol alabilirsiniz.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder