25 Ocak 2014 Cumartesi

Adalar

Osmanlı döneminde İstanbul'daki ecnebi ve gayrimüslimler dirlik ve düzenin korunması açısından, adalara yerleştirilmiş. Adalarda gayrimüslim evlerinin çoğunlukta olmasının nedeni buymuş. Ben bunu duyduğumda çok şaşırmıştım, zira insana adalarda böyle bir yerleşim sağlanması adeta cennete konulması gibi. Osmanlı'nın bunu neden yaptığını düşünürken, aklıma şu gelmişti: Demek ki İstanbul o dönemde belki de adalardan çok daha sakin , çok daha temiz ve gürültüsüz, çok daha bozulmamış bir kentti. Bir İstanbul gezisinde vapura binmeyi düşündüğünüzde, amacınız tarihi yalıları vs. görmekten ziyade, denizle daha çok vakit geçirmekse adalara gitmek tam size göre bir seçim olacaktır. Kabataş iskelesinden kalkan Adalar vapurunun kalkış saatine yetişip, rotanızı adalara çevirdiğinizde ne kadar doğru bir seçim yaptığınızı da anlayacaksınız. Hangi ada tercihinizse o adayı seçebilirsiniz. Bizim seçimimiz benim gitmeyi çok istediğim Heybeli ada oldu. Bu vesileyle, yıllar önce şöyle bir selamlayıp da ayak basamadığım, ama o günden beri merak ettiğim adalara da gitmiş oldum. Arabaların olmadığı, sadece fayton ve bisikletlerin olduğu sakin ve huzur dolu bir yer. Belki de bu sakinlik içerisinde duyduğunuz tek ses kuş cıvıltıları. Şehrin karmaşasından bunalanlar için kaçıp sığınılası bir yuva misali. Evleri o kadar güzel ki kartpostal gibi. O denli şirin ve tarihi yalılar arasında hayran hayran sokaklarında yürüyorsunuz. Gerçekten imrenilesi bir yer. Dolaşırken birkaç film setine de rastgeldik. Sakin ve trafiksiz olması nedeniyle adalar film çekimlerinin de gözde mekanıymış. Her ne kadar sete girmemiz teklif edilse de vaktimiz sınırlı, amacımız farklı olduğu için yolumuza devam ettik. Evlerin sonlandığı yerde bizi harika bir orman, ormanın hemen dibinde belki de başka zaman arayıp da bulamayacağımız bir fırsat, boş bir plaj karşıladı bizi. Balığın suya olan muhabbeti gibi fotoğraf çekmek için koştuk plaja. Gün batımında bu yerde manzarayı izlemek tarifi imkansız bir tecrübeydi. Islanmış ayaklarım ise hiç mi hiç umurumda değildi. Vapuru kaçırmamak için telaşla ayrılışımız bile ayrı keyifti. Tekrarlanması ümidiyle oradan ayrılırken, tadı damakta kalmış bir yemek gibi hala aklımda Heybeli ada, adadaki namaz kıldığımız cami ve güzel anılar vardı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder