Şekerpınarı

Kendimde çok keşfetmesem de eşim başta olmak üzere çoğu kişide gördüğüm bir kültür var: Suların tadına bakma kültürü. Yol kenarında adım başı da olsa karşılaşılan tüm suların tadına bakma, mukayese etme, değerlendirmeye dayalı bir kültürdür bu. Son derece saygı duyduğum, hoş ve keyifli bir olay. Sadece su içmekten ziyade suyun aktığı yere, akışına,büyüklüğüne duyulan bir meraktır bu aslında. İşte bu merakın bizi götürdüğü yerlerden biri Şekerpınarı. İyi ki merak etmişiz dediğimiz harika bir yer. İç anadolunun tekdüze, çok da heyecanlı olmayan yollarını ardımızda bıraktımtan sonra Toroslar olanca ihtişamıyla selamlıyor bizi Adana'ya giderken. Bir anda yolculuğun da havası değişiveriyor. Kafanızı uzatıp artık etrafla ilgilenme vakti gelmiş oluyor. Kırkgeçit viyadükleri torosları aşmanız için size el uzatıyor adeta. Yeni yapılan Ankara Adana otobanında ilerlerken şimdilerde kamyonların kullandığı eski Adana yolunun kenarında akan , arabanın penceresinden bir miktar görme imkanı yakaladığınız muhteşem su aklınızı çeliveriyor bir anda. O suyun kenarına gitme , tadına bakma arzusuyla dolup taşıyorsunuz. Bu noktada yapmanız gereken tek şey Pozantı çayı civarındaki dönemeçten dönüp omuhteşem suya, Şekerpınarı'na gitmek olacaktır. Bundan sonrası zaten o güldür güldür akan suyun heyecanına kapılmak olsa gerek. Akan suyun sesi yüreğinizi kabartırken, üzerindn geçen asma köprüden geçmeden oradan gitmemeyi tavsiye ederim. Irmağın kenarında o buz gibi suyun tadına baktıktan sonra taş köprüden geçip, suyun kaynağını görmeniz gerekiyor. Suyun esas büyüsü ihitaşamı bence burada. Dağların arasından gelen, buz gibi akan su görmeye değer muhteşem bir güzellik. Daha önceden burada bulunmayan tel örgülerle kaynağın girişi biraz kapattılmış. Adana yolunda ilerlerken Şekerpınarı'nı görmeden geçmek büyük bir eksiklik bence. Bu eksikliği yaşamamak için tavsiyeme uyun ve burayı gezin derim. Emin olunyolculuğunuza heyecan katan muhteşem bir deneyim olacak. Bu deneyimi yaşamanız dileğiyle...